Somewhere
Boşvermişcesine yaslandı durağa, ne çok bekledi! Tek bekleyen de o değildi üstelik. Hatırlayacak mı sonra, o durakta geçen vaktini? Kaç zaman geçirdim ömrümde böyle, sanki bir şeyler olacakmış gibi ama hiçbir şey olmamış. Öyle anlar ki bisikletin bile boşverdiği. Birazdan otobüs gelir, kayıp bir hatıraya dönüşür 7. Peron.
Somewhere
Bazen orada olmasanız bile bazı şehirlerde tam şu anda neler olabileceğine dair bir fikriniz olur. Eskişehir de tam olarak böyle bir yer. Şu an yavaş yavaş nehir kıyısında oturan insanların sayısı artıyor. Cadde üzerindeki adımlar kalabalıklaşıyor. Bir kafenin sakin köşesinde bir adam kitabını okuyor, bir kadın bilgisayarıyla ders çalışıyor. Sokakta her noktada birbiri ardına buluşma anları görülüyor. Gülümsemeler, öpüşmeler, sarılmalar geliyor ardından. Sohbet koyulaşıyor, akşam güneşi nehrin köprülerine yansıyarak batıyor. Nehrin iki yakasında yaşadığınız bu zamanlar diğer binlerce anla birleşerek nehirde buluşup bir şehre dönüşüyor. Eskişehir’e.
Somewhere
Geçmişte bir yerlerde kaldım galiba. Ne zamandır kendimi bulup birkaç cümle bir şey bile yazamadım. Her şey hızla değişip bütün güzel şeyler yok olurken geçmişten bir parçaya bağlanmak yanlış mıydı? Sanki bir önceki gün, bugünden daha güzelmiş gibi gelen bir tek ben miyim? Sezen Aksu’nun çok eskiden seslendirdiği bir şarkıda yüksek sesle söylediği sözlerden sonra, sesin alçalarak “vardır elbet bir sebebi” dediği yerdeyim galiba. Güneş, Beyoğlu’nun sokaklarına ne güzel vururdu zaman akşamüstüyken. Şimdi orada yaşanılan her şey geçmişte kaldı, bir daha geçmişteki gibi var olmak mümkün mü? Balkondaki begonviller de bir bir solarken üstelik.