Neighborhood
Hava kapalıydı. Hiç işe gitmek istemiyordum. Evden zorlukla çıktım. Usul usul otobüs durağına doğru yürürken durakta onu gördüm. Yanına yaklaştım, selam verdim ve konuşmaya başladık. - Geçen gün aklımdan geçtin ama neden aramadım, bilmiyorum! + Şaşırmadım, sıklıkla akıllardan geçen ama aranmayan kişi oldum hayatım boyunca. - Neden? + Bilmiyorum.
Neighborhood
'Kaybolsam şu sokağın hayatından, kim fark eder?' Sultan Makamı - 2003
neighborhood
“Yorgun gecelerin ardından hep aynı yere dönerken, ıslak sokaklar boyu düşündüm.” Bir şarkıda böyle diyordu. Şarkıdaki adam olduğumu düşleyerek kendime ne düşündüğümü sordum. Şarkıdaki adama dönüşme konusunda hiç zorlanmadım. Kendimi yargıladığım bu davada da bir kere daha kalem kırdım. Ertesi gün mü? Başka bir şarkı, aynı hikaye. Yorgunlukla eğilmiş omuzlar, aynı yere varmak üzere olan son birkaç adım, siyah beyaz düşler, yağmurlu, sisli sokaklar ve bir kez daha yitirilen bahçeler...
Neighborhood
Bu sabah işe gitmek üzere evden çıktığımda saatin 08:57’yi gösterdiğini görünce her sabah aynı saatte sokağa adım attığım için kendimi makine gibi hissettim. Mahallenin yokuşlu sokağında ağır ağır yürürken bugünün doğum günüm olduğunun farkına varmıştım. Ne fark eder ki diye düşündüm. Aslında çok şeyin fark ettiğini biliyordum. Bir anlığına kendimi kandırmak istemiş ancak bu konuda pek başarılı olamamıştım. İster istemez hemen geçmişi mukayese etmeye başladım. Eskiden, bu yokuştan çıkarken yorulmuyordum, şimdi ise yavaş adımlarla ilerliyordum. Eskiden, “eskiden” diye başlayan cümleler kurmuyordum, şimdi ise sık sık kullanıyorum. Ağır ağır ilerlemeye devam ederken değişimin görünmezliği üstüne kendi kendime düşünmeye koyuldum; bir şeyin değiştiğini, eskisi gibi olmadığını ilk fark ettiğimiz anları düşündüm. Aklıma gelen yaşadığım örnekleri, değişmesine mani olamadığım şeyleri... Telefonuma baktım, herhangi bir bildirim yoktu. Kimse yine hatırlamamıştı, aslında kimse umrumda değildi; ama ya o? “O da mı hatırlamadı” diye iç geçirirken minibüs geldi, son kalan boş koltuğa oturabildiğim için sevindim. Minibüste oturulacak boş yer bulduğum için doğum günümün müthiş başladığını düşündüm! Ama yine kendimi kandırma konusunda pek başarılı olamadım. Makine olmanın yükümlülüklerini yerine getirip yuvama döndükten sonra yılda sadece bir kere dinlediğim şarkıyı açtım, yazmaya başladım. İşte şimdi de buraya küçük, mutsuz, karanlık bir nokta koyma zamanı.